– “Korkuluğun kaçmış senin, gel kaldıralım.” diyorlar.
– “Benim korkuluğum dünyaya kaçmış, kaldıramazsınız” diyorum.
‘Korkuluğu kaçmak’ diye bir deyim var bizim oralarda. E hâliyle kaçan kovalanır prensibi gereği yakalamak lâzım“ kaçan korkuyu da. İşte buna binâen de ‘korkuluğu kaldırmak’ fiilini eklemişler ardı sıra. Uzun hikâye anlatmayayım nasıl oluyor kaldırma işlemi… Hem zâten Freudçu gelenek duyarsa hemen oral ya da anal döneme bağlar bunların hepsini. Sonra ayıkla pirincin taşını… Hem ne gerek var? Şimdi durduk yere bulandırmayalım insanların kafasını.
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre korku “Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı ve üzüntü” anlamına geliyor. Birkaç sözlüğü daha karıştırınca benzer anlamlar çıkıyor; bir olgudan veyâ olaydan çekinmek, yapmaya cesaret edememek.
Sözlüklerde dünya kelimesine baktığımızda ise “Güneş sistemine bağlı gezegenlerden yer yuvarlağı. Yaşadığımız âlem, yeryüzü. Toprak, yer, zemin.” gibi anlamlar karşımıza çıkıyor. Biraz daha kelimenin köklerine doğru gidecek olursak da “dünya” kelimesinin kökeninin “dünüvv” kelimesi olduğunu bunun da “yakın olmak” anlamına geldiğini görüyoruz.
Kelimenin kökeni ile sözlüklerde geçen anlamın aynı olguya işaret etmediği dikkat çekiyor. Biri daha çok “üzerinde yaşanılan bir toprak parçası” anlamında maddi bir olguya işaret ederken diğeri “yakın olmak” gibi daha mânevi bir olguyu işaret ediyor. Yâni yaygın inanışa göre cennetten sürgün olarak gönderilen dünya ve yakın olmak… Kafa karıştırıcı.
Şimdi buradan bakınca insan, sürgün olarak gönderildiği toprak parçasına âidiyet, yakınlık ve bağlılık hissetmesi gereken bir tür olarak karşımızda duruyor ve tüm bunlara rağmen dünyâdan korkuyorum. Bu aslında birçok soruyu da gündeme getiriyor:
Dünya başından beri korkulacak bir yer miydi yoksa sonradan mı böyle oldu?
Her şeyin bir düzen etrafında yaratıldığı ve mâmur etmekten sorumlu olduğumuz bir nevi bütün sorumluluğun bize bırakıldığı bir dünyâdan korkuyor olmak… Yâni sebebi kendisi olan sonuçlardan korkmak… Ve artık sonuçları değiştirebileceğine dâir cesâreti kalmamak… Evet, işte tüm bunlar korku kelimesinin karşılığı. Dünyâdan korkmanın karşılığı…
Kısacası…
Bizimkiler haklılar.
Korkuluğum kaçmış benim, nasıl kaldırılacağını bilemediğim…